Zorluklarla boğuşarak ilerliyor kayık. İlk önce Covid belası, ardından yasaklar ve ekonomik zorluklar. Sonra iş ahlakı pek gelişmemiş ilk ustamızla mücadele, kayığımızı karadan Ören’e taşımaca. Ve son olarak da Ören’i de tehdit etmiş olan orman yangınları. Her şeye rağmen devam ediyoruz. Fotoğrafta santral bacası gözüküyor.
Yangın boyunca işi gücü bırakıp İbex Adventure Club’dan Deniz Kılıç’la birlikte gönüllü olarak yardıma koştuk. İki gün iki gece yangın sahasındaydım. Genelde hortum tutucu olarak ve soğutma çalışmalarına katılarak. Yangın Ören’e doğru da ilerledi ama ne kayığı düşünecek halim vardı ne de yapabileceğim bir şey. Çok daha ciddi bir sorunla karşı karşıyaydık. Foto: En solda ben, İbex'ten Deniz Kılıç ve 911'den gönüllüler.
Çok değerli ormanlarımız gitti. Gökova’nın üç güzel koyu, Şeytan Yalısı, Mazı ve Çökertme uzun süre veya hiçbir zaman geri gelmemek üzere yandı. Dağlardaysa en büyük kayıp Fesleğen – Gökbel – Bozalan yöresi oldu. Bir tek Yeniköy – Kissebükü hattında durdurulabildi alevler. Onun dışında bir başarıdan bahsetmek zor. Ve bu sadece bizim bölgemiz. Foto: 3 Ağustos gecesi Yeniköy'de alevler durduruldu.
Ağır bir deneyim oldu benim için. Bir doğa yürüyüşçüsü olarak yıllarca içlerinde yürüdüğüm ormanlar, tırmandığım tepeler gözlerimin önünde teker teker yandılar. O ormanları bir daha göremeyeceğim. İşin kötüsü, günlerce sürmüş 2006 Mazı yangınından sonra büyümüş genç ağaçlar, yeniden yeşermiş makilikler de yandı. Şimdi her hafta önünden geçiyorum yanık alanların. Foto: Armutçuk - Mazı arası.
Doğa ve doğa-insan ilişkileri baştan beri projemizin en önemli parçası. İlk başta daha çok geleneksel denizcilik ve inşa etmekte olduğumuz iş yelkenlisi öne çıktı. Ama kafamdaki asıl hedef hep bu kayığı doğaya farkındalığı arttırma ve ekolojik yıkıma dikkati çekme çalışmaları için kullanmaktı. Bu büyük yangın bana bunun ne kadar önemli bir sorun olduğunu net bir şekilde gösterdi, konuyu çok daha kapsamlı düşünmemi sağladı. Foto: Şeytan Yalısı - Kissebükü arası. Temmuz'da çektim bunu. Yangında yok oldu.
Hiç kendimizi kandırmayalım, bu yangınlar devam edecek. Sorunun kaynağı iklim değişimi. Bu konuyla ilgili geniş bir literatür var. İklim değişimleri dünya tarihinde her zaman olduysa da bu sonuncunun öncekilerine göre çok daha yüksek şiddeti bizim yaşama tarzımızın sonucu. Sadece o da değil, ekolojik zararımız da var. Yayılmacılığımızla su kaynaklarını ve diğer yaşam alanlarını da tüketiyoruz. Zararlı bir türe dönüştük. Bunu değiştirmeliyiz. Foto: Yeniköy'den Mazı'ya. Yangının durdurulduğu sınır.
Küçük bir projeyiz. Ama bu tür sorunlar çözülecekse sonunda küçük ve yerel sivil girişimlerin çırpınmalarıyla çözülecek. Artık en önemli konunun ekoloji olduğunu görmeye başlamamız gerekiyor. Muhtemelen büyük kısmımız işler iyice kötüleşinceye kadar göremeyecek ama birilerinin şimdiden ses çıkarmaya başlaması gerekiyor. O seslerden biri olacağız ve denizcilik kadar doğayı ve ekolojik yıkımı da konuşacağız. Kayık1934 - Timuçin Binder
Kommentare