Kayığımız yeni yerinde, Ören’de Kıran Dağlarının dibinde, Gökova kıyısında. Şimdi üzerine bir de tente çektik giderek şiddeti artan yaz güneşinden bir nebze korunmak için. Rüzgârı bol Ören’in, sürekli esiyor. Sadece yelkenle hareket edecek bir kayık için, denizle ilk kez buluştuğunda işe yarayacak bu.
Kara transferinden sonra hemen başlayamadık. Bu sefer de pandemi yasağı girdi araya, ağaç alamadık. Onu da atlattık ve sonunda tekrar başladık. İlk başta uygun kızılçam bulmakta zorlandık. Biz de bari ilk önce armanın ahşap aksamlarına girişelim, dedik. İstanbul’dan köknar ısmarladık
Geldi köknarlarımız ve atölyenin üstüne yığdık. Ne çıkacak bunlardan? En başta direk, 9.5 m gibi. Ana yelkenimiz sakolevayı tutan 15 m’lik gönder. Başta da 5m’lik bir civadra (şimdinin bastonu). Bu kadar mı? Yok. 1930’lar ve öncesinin armalarını canlandıracağımız için bir de 6.5 m’lik bir gabya çubuğu ekleyeceğiz ve onun üzerine de biri 8.5 m, diğeri 7 m iki seren gelecek. İddialı mı? Günümüzde belki ama geçmişte normal bir arma. Yakında arma çizimini de paylaşacağım.
Kızılçam da bulduk bu arada. Hemen aldık biraz. Bunların büyük kısmı iç bağlantılar için kesildi. Akrepler, ıstralyalar, tüfekler, sotropo vs. Bir kısmı da sarım için ama sarım için daha epey kızılçam alacağız. Şu anda Ören’in rüzgârında kuruyorlar.
İlk başta sotropoya giriştik. Sotroponun Türkçesi sanırım iç omurga oluyor. Postaların bir kısmı saplamalarla tutturuluyor omurgaya. Bunlar ana postalar. Ama çok daha fazlası sadece yataklarına oturtuluyor. Bunları sabitlemek için ikinci bir omurga yapılıyor. Bu iç omurga postaların üzerlerine oturtulup omurgadan gelen saplamalara geçirilip sıkılıyor. Böylece tüm postalar sabitleniyor. İşte bu ikinci omurgaya burada sotropo deniyor.
Tabii gövde uzun olunca sotropo tek bir ağaçtan çıkmıyor, iki ağaç birbirine ekleniyor. Bu ilk iç bağlantısı kayığımızın. Diğerleri de gelecek sırayla. Kayığımızın denizdeki sağlamlığını bu iç bağlantıların kalitesi belirleyecek.
Tabii sotropoyla bitmiyor. Bir de her iki bodoslamanın üzerindeki postaların üzerine de ikinci bir parça koymalıyız ki, buradaki postalar da bodoslamayla bu parça arasında sıkıştırılıp sabitlensin. Bu parçalara da akrep deniyor. Ama bodoslomalar eğri olduklarından bunların da eğri olması gerekiyor. Dolayısıyla, fotoğrafta görülen ağaçlar laminasyon yöntemiyle üst üste yapıştırılıp eğri biçimdeki akrepler yapılacak.
Bu arada postalardan birini beğenmedik. Sanırım Mehmet Usta zamanında aceleye gelmiş. Formaya uymuyordu. Eskisini çıkartıp yenisini yaptık. Tabii bu işler ilerlerken arma için direğin yerini de belirleyeceğiz. O benim işim. Ama Kayık1934 projesinin hedeflerinden biri çeşitli geleneksel armaların çalışılması olduğundan, kayığa birden fazla direk yeri, yani ıskaça konulması gerekecek. O kısma biraz daha zamanımız var. Kayık1934 - Timuçin Binder
Comentarios