“Çünkü,” demiş Walter Benjamin, “bugünün dünyasının ilgilenmediği geçmişe dair her imge, geri dönüşü olmayacak şekilde kaybolma tehdidi altındadır.”
Kayık 1934 projesi bir bakıma geçmişe yolculuk ya da geçmişin bugüne yolculuğu. Projemizin, Geleneksel Denizcilik Araştırmaları ardındaki temel ilke Walter Benjamin’in düşüncesinden farklı değil: Geçmişin tamamen kaybolmasını önlemek.
Kimisi tamamen geleceğe dönüktür. Kimisiyse geçmişe gömülüp kalmıştır. Oysa her ikisini uygun şekilde bir araya getiren üçüncü bir seçenek de mümkün.
Bir tür arkeolojik kazı da denebilir bir zamanlar yaygın şekilde var olmuş sakolevalara olan ilgimize ve de temsil ettikleri tür denizciliğe. O dönemi anımsayan, o dönemi anlatabilecek kimse yok artık. En son 1930’larda var olmuşlar ve bugün en yaşlılarımızın çocukluk anıları genelde 1930’ların hemen sonundan ya da 1940’ların başından başlıyor. Gerisi artık tanıksız kayıp bir dönem. Dolayısıyla, her fırsatı değerlendirmek gerekiyor.
Tesadüfen böyle bir fırsat geçti elime. 1911-12 İtalya-Osmanlı savaşına dair İtalyan arşivlerinde sakolevaları seyir yaparken gösteren bir filmle karşılaştım. Araştırmalarımız açısından çok değerli. Sonuçta hedeflerimizden biri sakoleva yelkeni geri getirmek. Fotoğraf çok var da sakolevaları seyir halinde gösteren film yok.
Filmde sakolevaları gösteren kısımları kesip sakoleva araştırmalarımız için ufak bir video kaydı yaptım. Hangi ada emin değilim ama İtalyanlar savaş sırasında Oniki Adaları işgal ettiklerinden, bizim bölgemizdeki (Bodrum) adalardan biri olmalı. Hatta Kalimnos olması muhtemel. 1930’lar Bodrum’undan fotoğraflarda da sakolevalar var. Dolayısıyla, bölgenin denizcilik kültürüne dair önemli bir belge bu.
Ha “ne gerek var bu geçmişi bilmekte,” diyenler çıkabilir. Onu da başka zaman tartışırız. Şimdilik yaşamlarımıza derinlik ve zenginlik katmak için demekle yetineyim. Bugünlerde yaşadığımız toplumsal krizlere bakınca, bu ikisinin her zamankinden daha gerekli oldukları görülüyor.
Comments