Geleneksel yelkenliler nasıl korunur konusu giderek daha çok konuşulur oldu. Ama genelde nesne olarak korunmaları üzerinde duruluyor. Sadece gövdeler konuşuluyor. Oysa hedef geleneksel denizciliğin yaşatılması olmalı. Ancak o zaman geleneksel yelkenliler ve gövdeleri de korunacaktır. Denizcilikleriyle yaşatılmaz, yani kullanılmazlarsa eninde sonunda sadece müzelik veya seyirlik olacaklardır.
Bu yüzden Kayık1934 projesinde temel önceliğimiz geleneksel denizcilik, yani bir geleneksel yelkenli yaparak bunu kullanmak ve kullanımını yaygınlaştırmak. Geleneksel denizcilik deyince de haliyle gövde kadar veya hatta daha fazla yelken armasını öne çıkarmak gerekiyor. Çünkü geleneksel denizcilik, henüz motorun ya da herhangi başka bir makinenin olmadığı ya da tamamen yaygınlaşmadığı bir dönemde yelkenle yapılan denizcilik, yelken denizciliği.
Peki, geleneksel yelkenlileri nasıl kullanabiliriz? Kuzeybatı Avrupa’da sadece yelkenle yol alan kargo gemileri belirdiyse de bu bizim denizlerimizde zor olabilir.
Ama tatil sektörü ve özel/amatör denizcilikte yer bulabilirler.
Böylece bir yandan doğa ve denize duyarlılığı arttırırken, bir yandan da insanların doğayla uzlaşma ve bütünleşmesini teşvik edebilir, daha sürdürülebilir bir yaşama öncülük edebilirler. Bu konu üzerine ileriki günlerde daha fazla yazacağım. Şimdilik Kayık1934 projesinin en önemli hedefinin bu olduğunu belirtmekle yetineyim.
Eğer geleneksel/doğal denizciliği geliştirmek istiyorsak, yani yelkenle uğraşacaksak, o zaman ilk önce dili, terminolojiyi öğrenmeliyiz. Osmanlı’dan bize o dönem denizciliğinin çok kültürlülüğünü de yansıtan zengin bir dil miras kalmış ama biraz ihmal etmişiz. Modern yelkenciliğin neredeyse tek armayla sınırlanmış olması da birçok terimin kaybolmasına sebep olmuş. Bu projede bu boşluğu doldurmak için kayığımız tamamlanana kadar gerekli terminolojiyi de toparlayacağız.
Timuçin Binder Kayık1934
Comments