Ekolojik, yani DoÄŸal Olmak
"Modern uygarlığımızın yerküre üzerindeki etkilerini ben doÄŸal olmayan, yani yapay, ve yerküremizin kendi dinamikleriyle yürüyen döngü ve süreçleri de doÄŸal olarak tanımlıyorum. DoÄŸallık veya bu tanıma göre ekolojik yaÅŸamak da yerküremizin bu doÄŸal akışlarıyla uzlaÅŸarak ve bunlara en az zararı vererek yaÅŸamak ve doÄŸal bir nesne de bir ÅŸeyleri bu ilkelere göre yapmak oluyor."
Hem ekolojik hem de doÄŸal olmaktan bahsediyorum. Ekolojik olmak derken genelde doÄŸaya, yerküreye en az zararı vermek kastediliyor. Ä°lk akla gelen bu. Ben tanımı geniÅŸletiyorum. Mutlu olmak ve keyif almaktan da bahsediyorum. Hatta ilk önce bunlardan bahsediyorum. Çünkü modern insanın mutsuzluÄŸu ile ekolojik krizlerimiz doÄŸrudan baÄŸlantılı Yani mutlu deÄŸil miyiz? Öyle görünebiliriz, görünmeye çalışabiliriz ama pek deÄŸiliz. Neyse bunu uzun uzun DoÄŸallığa DönüÅŸ - DoÄŸallaÅŸma bölümünde anlatıyorum. Burada sadece kayığın doÄŸallığı ve ekolojik olması üzerinde yoÄŸunlaÅŸacağım.
​
Ekolojik, yani doÄŸal bir yelkenli istiyorum. Nasıl olacak bu? Yerküremiz kendisinden kaynaklanan süreçlerle ortaya çıkmış bir var oluÅŸ, bir ÅŸeyler toplamı. Canlı cansız önemli deÄŸil, ben bütüne bakıyorum. Bu ÅŸeyleri ortaya çıkaran akışların kendi iÅŸleyiÅŸleri var. Tüm bunların arasında da biz, bilimin Homo sapiens olarak adlandırdığı hayvan var.
​
Bu ilginç bir hayvan. Akıllı dediler, politik dediler, alet yapan dediler, çeÅŸitli adlar, tanımlar yakıştırdılar kendisine. Yakıştırdık. Seviyoruz kendimizi, çok özel ve üstün görüyoruz. Neyse bunlar bir kenara, bence en önemli ve maalesef olumsuz özelliÄŸimiz bu doÄŸal akışları var olan doÄŸallıklarının dışına çıkartabilme becerimiz. Yani bozabiliyoruz. Öyle ki bugün bu etkimiz küresel boyutlara ulaÅŸtı ve gezegenimizin temel doÄŸal döngü ve süreçlerini olumsuz yönde deÄŸiÅŸtirmeye baÅŸladık.
Ä°ÅŸte bizim kendi ürünümüz olan modern uygarlığımızın yerküre üzerindeki etkilerini ben doÄŸal olmayan, yani yapay, ve yerküremizin milyonlarca yıldır kendi dinamikleriyle yürüyen döngü ve süreçlerini de doÄŸal olarak tanımlıyorum.
DoÄŸallık veya benim bu tanımıma göre ekolojik yaÅŸamak da, yerküremizin doÄŸal akışlarıyla uzlaÅŸarak ve bunlara en az zararı vererek yaÅŸamak demek. DoÄŸal bir nesne yapmak da bir ÅŸeyleri bu ilkelere göre inÅŸa etmek, yapmak anlamına geliyor. Åžimdi gelelim kayığımızın doÄŸallığına.
Ekolojik Kayığın İlk Şartı: Ayak İzlerine Dikkat Etmek
Ä°lk önce bazı tanımlar. Karbon ayak izi ve ekolojik ayak izi ne demek? Kayığımızı ekolojik yapmak için ilk önce bu ayak izlerine dikkat etmemiz gerekiyor. Sadece yapım aÅŸamasında da deÄŸil, denize indikten sonra da.
​
Ayak izi sözcüÄŸü aslında yük olmanın, olumsuz etkide bulunmanın, zarar vermenin kibarcası. Ya da belli bir eÅŸiÄŸe kadar kabul edilebilir ayak izi, ondan sonra yerküremize. Çok kısaca ÅŸöyle tanımlanıyorlar:
​
Karbon ayak izi herhangi bir canlının faaliyetleri sırasında ürettiÄŸi karbon temelli gazlar. Neden önemli bunlar? Çok fazla olurlarsa gezegenimizin gereÄŸinden fazla ısınmasına yol açıyorlar. Her canlı canlılığından dolayı böyle bir yük yaratıyor. Bizim farkımız, sadece bedenlerimizle deÄŸil bir de yaptığımız nesnelerle bu yüke katkıda bulunuyoruz.
​
Ekolojik ayak izi ise yerküreyi ne kadar kullandığımızın göstergesi. Yani ihtiyaçlarımız için gezegenimizi ne kadar dönüÅŸtürüyoruz? Burada da her canlının bir payı var. Çünkü her canlı bir parça içinde bulunduÄŸu çevreyi deÄŸiÅŸtirir. Biz de farklı deÄŸiliz, sadece bunu çok daha büyük ve tehlikeli bir ölçekte yapıyoruz.
Tanım itibarıyla, karbon ayak izi veya yükü ekolojik ayak izinin en önemli bileÅŸeni. Åžimdi gelelim kayığı nasıl ekolojik yapacağıma.
Foto: Danielle Osfalg
"Ama ekolojik bir nesneden amaç sadece yerküreye en az zararı vermesinin saÄŸlanması olmamalı. Aynı zamanda o nesneyi yapan insanı da doÄŸal anlamda, yani onun doÄŸal ritim, süreç ve döngülerine olumlu etkide bulunarak mutlu etmeli. Ancak bu ikisi baÅŸarıldığında bir nesne ekolojik olacaktır ve hatta ikincisini baÅŸardığında birincisi de uzun vadede baÅŸarılmış olacaktır."
Evet, ayak izleri önemli ama sadece bunlarla sınırlayamayız ekolojik/doÄŸal olmayı. Sadece bu ikisiyle sınırlandığımızda, biz insanlar sorunun dışında kalıyoruz. Åžöyle bir ÅŸeye inanmış oluyoruz: Özünde yaÅŸam ÅŸeklimizle ilgili bir sorun yok. Sorun, bunun aşırıya kaçmış olması. EÄŸer tüketimimizi biraz sınırlayabilirsek, bu ÅŸekilde yaÅŸamaya devam edebiliriz. Yani sürdürülebilirlik.
​
Oysa sorunun çözümü yaÅŸam ÅŸeklimizin aşırıya kaçmış olmasında deÄŸil, kendisinde. YaÅŸam ÅŸeklimiz bizi doÄŸal anlamda mutlu etmiyor. Mutlu olmayınca da bu boÅŸluÄŸu nesnelerle doldurmaya çalışıyoruz. O zaman da daha fazla tüketiyoruz.
​
O yüzden amacımız sadece nesnelerimizin ve bunlardan kaynaklanan faaliyetlerin verdiÄŸi zararları azaltmak olmamalı. Bundan daha önemli olarak, nesne ve faaliyetlerimizi bizi doÄŸal anlamda mutlu edecek niteliÄŸe dönüÅŸtürmeliyiz. Nesnelerimizle daha farklı ÅŸekilde iliÅŸkiye girmesini öÄŸrenmeliyiz. Uygarlık da bir nesne bu arada.
​
Benim ve umarım zamanla bir bizin nesnesi de kayık. Ayak izlerinin düÅŸürülmesine ek bir de bunu saÄŸladığında, yani böyle bir nesneye dönüÅŸtüÄŸünde tam anlamıyla ekolojik/doÄŸal olacak. Yani hem en az zararı vermeli hem de doÄŸal anlamda mutlu etmeli. AÅŸağıda ikinci bölümde, Faaliyetleri Ekolojik/DoÄŸal Yelkenlide bunu biraz daha açıyorum.
Yapım aÅŸamasında en önemli konu yerküre üzerindeki yükümüzü en aza indirmek. Bu da karbon ve ekolojik ayak izlerini düÅŸük tutmak demek. Bunu saÄŸlamak için yerel malzeme ve daha ilkel teknoloji kullandık. Çok gerekmedikçe en son teknolojik ürünlere baÅŸvurmadık.
​
Bu projede bir de yüz yıl öncesinin yelkenlisini yapıyor olmamız da burada önemli bir etkendi. O günün teknolojik ürünlerine sadık kalma zorunluluÄŸumuz da yelkenlimizin daha ekolojik olmasını saÄŸladı. EÄŸer elimizden geldiÄŸince o günün yelkenlisini yaratacaksak birçok malzeme ve teknik zaten projenin ruhuna aykırı. Bu konuyla ilgili ayrıntılar için devamı...
Bir tek zarar vermeyerek ekolojik olabilir miyiz? DoÄŸaya veya yerküreye en az zararı vererek yaÅŸamayı baÅŸarsak bile doÄŸa hâlâ bizim dışımızda ve ötemizde kalacaktır. Önemli bir adım daha atmamız gerekiyor. Nesnelerimiz ve faaliyetlerimiz sadece en az zararı vermekle kalmamalı, aynı zamanda bizi doÄŸaya ve doÄŸallığa, doÄŸal süreç, ritim ve döngülerimize de daha fazla yaklaÅŸtırmalı ve dolayısıyla daha mutlu etmeli, doÄŸal mutluluÄŸa ulaÅŸtırmalı. ​Bu da bizi nesnelerle kurduÄŸumuz iliÅŸkiye getirmeli. Buna kafa yormalıyız. Bu konuyla ilgili ayrıntılar için devamı...